Gözlerim aynalarda, renkte, resimde,
İşçilerin, köylülerin sesinde
– Erzurumu, Yozgatı, Vanı, Boluyu –
Dinliyorum dile gelen Anadoluyu,
Elleri ısıtan, taze demli, koyu
Tavşan kanı çay içilen kahvesinde,
Altındağın Hıdırlık Mahallesinde.
Atıfbeyde rastgele bir akşam vakti.
İşçinin, memurun dağılma saati.
Civcivli anı bu olan mahalleden,
Uğuldayan çarşıdan, kuytu evlerden ,
Gazlı ıslak, eksi bir kokudur gelen.
Memur, köylü, talebe, müvezzi, işçi,
Atıfbeyde rastgele bir akşam vakti.
Bir karınca yuvasının telaşı var ,
Sokulmuş birbirine gecekondular ,
Mezarlık sarı sarı yaprak içinde.
Kerpiç damların zenginliği çocuklar
Alt alta, üst üste, toz toprak içinde.
Gurbet kederinde, bayram sevincinde,
Tain gönlümce Altındağda sonbahar!
Şehrin hoyrat sesini günde duyarsın,
Bir gece amele ateşinde ısın,
Dinle bir gecenin sessiz avazını.
Yüzbinlerin şakaklarında nabzını,
Yanık nefesini yüzünde duyarsın.
Yaratan böyle yazmış ama yazını,
Sen gerçeksin Altındağ, sen büyük, sen varsın!.