(Fütüvvet, kişinin bütün dileğini
ulu Tanrı’ya hasretmesi ve Tanrı
ile, Tanrı için, Tanrıya yönelmesidir)
Hüseyin ibn ül Mansür ül Hallaç el Beyzavi (12)
Ne çizgi noktasız olabilir,
Ne de nokta ayrı düşünülebilir çizgiden.
”- Bir bedene girmiş iki ruhuz biz,
Seven de ben, sevilen de ben!"
Gizli değildir Hak! Öyle sanmaları
Perde arkasında kalıp O’nu göremediklerinden!
Sormuşlar taşlanırken ”- Tasavvuf nedir ya Hallaç?"
(Hallaç Yan" yüce slrları lif Iif didik didik eden.)
İdam sehpasına, satır ve çivilere şöyle bir bakmış
Ve gülmeğe başlamış (ağladığı da söylenir gülerken):
“– Şu anda gördüğün şeydir en basit mertebesi ”
Demiş ve ellerine ayaklarını kesmişler peşinden
“–Ya en yüksek mertebesi?"
“– Onu da görürsün yarına kadar beklersen!”
Dili kesilmiş, boynu vurulmuş ve ertesi gün,
Yakılıp rüzgara savrulmuş külleri
Dicle’ye bakan bir caminin minaresinden
Son sözü:”
— Kendi kendini birlemektir (Vahid) e yeten!" (13)