Ey kendi halinde, sade fakat ulu,
Ey alçacık tahtı gönlümde kurulu,
Tanrının ölümsüz, şen kulu ihtiyar!
Ey bahtiyarlar bahtiyarı bahtiyar!
Hiç kahr yanında o eski düğünler;
Hayatın eşsiz bir efsaneye bedel.
Uzun bir zincirin birbirinden güzel
Altın halkaları geçirdiğin günler.
Adını anıp ta hafiflemiyen kim ?
Ey koca Nasrettin! hür gemisi Nuh’un.
Üç buutlu gökte bunaldıkça ruhun,
Dünyamıza uğra, beraber gülelim,
Yine eğilir mi dersin ufkumuza,
Barış günlerinin ak çiçekli dalı ?
Sen, ey Akşehir’de geçen sulh masal!,
Muhayyelelerde bitimsiz ol, uza!
Gülmek doyasıya bu yalan dünyada,
O saf neşesiyle gülmek çocukluğun,
Uçuyor hafıza uzak bir rüyada,
Ah Hocam, o kadar belli ki yokluğun,