– Çocuklar, meşhur kuraldır!
“Ekser için hükm-ü kül vardır!”
(Ekser) çoğunluk, (kül) herkes demek.
Küle eşit oluyor yani bir yerde ekser .
Türkçesi: Çoğunluğun oyudur geçerli olan!
Derste hocanın yaptığı bu açıklamadan,
Yalnız (ekser) ve (kül)dü aklında kalan.
Çiviye denirdi köyde, halbuki ekser diye!
( Ve bugün de ekser , der , Anadolu, çiviye! )
İşte bu, çiviyi (ekser), ekseri (kül) bilen Nasreddin’e
Anası: – Oğlum, der, külhandan biraz kül getir.
Çamaşır yıkayacağım yine.
-Yahu! Her işimiz böyle ve de veresiye!
(Söylene söylene eve dönüyordu Nasreddin,
Dirhem kül yoktu, bakmıştı külhana.)
Birden üstüne bastı, yoldaki paslı çivilerin.
– Ülen! Bu ekserleri de buraya kim attı?
Birden: – Dur , aman! . . Ve işte bu paslı çiviler ona
Hocasının sözlerini hatırlattı:
– Çocuklar! Meşhur kuraldır:
Ekser için hükmü-ü kül vardır!
O halde, dedi, Nasreddin, kendi kendine:
(Bu ekserler de kül hükmündedir!)
Dedi ve dediğine de aklı yattı.
Doldurdu paslı çivileri kül torbasına.
Ve getirip çırptı anasının önüne:
– Ana!
Al istediğin külleri!
– Oğlan bu ne?
– Ekser!
– Oğlum, ben sana kül, dedim. Senden ekser istemedim.
– Ekser demek kül demek ana!
– Git ordan! Oynattın galiba sen!
– Ne oynatması be! Dedim ya sana,
Kül işte!
Git sor bizim hocaya istersen!