Şarkılı, karanlık, uzak bir yerden,
O mağrur gölgeli kestanelerden
Boşanan köpüklü güvercin seli.
O yaşlı, gün görmüş, o dev cüsseli,
O dağ sükuneti ecdat gururu
Çınarlar ki emzirmedeler nuru.
O yosun yürümüş, harfleri silik
Mezar taşlarına rastgele, yırtık
Bir ahret örtüsü geren selvilik.
Ardıç, meşe, köknar, yabani armut,
Bahçe duvarını aşan kara dut.
O gamlı çitlembik, mahmur akasya,
Dem çeken ıhlamur, gururlu fıstık,
Sur kahveleriııin şenliği asma..
Bütün bu yaprak, dal okyanusunda,
Süleymaniyenin ak avlusunda
Durulan güvercin, kumru sesleri,
Titreyen zengin bir fetih rüyası.
Fatih’in sevinci, Bizans’ın yası,
Uçuşan kı1ıç, nal şakırtı1arı,
Zafer naraları boru sesleri,
O uzak, o mes’ut gaza yılları..