Kötü kötü esmiş , yağmış , savurmuş .
Anadolu ‘yu kaplayan bir kara su,
Bir çekirge sürüsüymüş Moğol Ordusu!
Akşehir’in kısmetine de, bu amansız kasırgadan
Bir Moğol şehzadesi vurmuş.
Koskoca çadırını, getirmiş adam,
Kasabanın tam ortasına kurmuş .
Eziyetlerinden vazgeçtik; bir de
Filleri varmış askerlerin,
Bari o rahat dursa!
Çarşıda, pazarda, bağda, bahçede
Silip süpürüyormuş, ne bulursa.
(Öyle ki, daha iyi, sel alsa, dolu vursa!)
Allah cümlesine yardım ede!
Aç kalmış kasabalı,fili doyurmuş.
Şehzade birkaç kişiyi de astırmıştı.
Ama, açlık sorunu ve kışın soluğu
Bütün korkuları bastırmıştı.
Bir kurul seçtiler aralarından,
Başı Hoca çekti.
Astığı astık, kestiği kestik Şehzade’ye,
Akşehir halkının kendisinden memnun olduğu,
Ama, başıboş filin de oburluğu,
– Ocağına düştük şehzadem! Aman, bir çare! diye ,
Tatlılıkla arz edilecekti.
Önde Hoca,
Çadıra gelirken Kurul topluca,
Bir ürperti sarmıştı hepsini.
– Belli mi olur Moğol kini!
Ya adam öfkelenirse?
Tez götürün sersemleri.. Ve asın! derse?
Ama iş , hayırlı bir işti .
Hem sonra: – İçeri buyurun! denmişti.
Önce başını soktu.
Mübarek çadır, koca, koskoca!
Ve artık huzurda bulunuyordu Hoca.
Arkasına bir göz atacak oldu:
– Ulan, dur, aman!
Peşinde kimseler yoktu.
Tek başına girmişti içeriye .
Düşündü: – Her halde vademiz doldu!
Dönemezdi – ki geriye .
İçinden: – Ben size gösteririm! dedi .
Selam verip yaklaştı Moğol Şehzadesi’ne.
Adam birden top gibi gürledi:
– Konuş be adam! Sıkıntın ne?
Ne isteyecekti?
– Obur filin uzaklaştırılmasını Akşehir’den.
Ama şeytan dürtükledi sanki birden.
Madem ki Kurul onu son anda ekti ,
Öcünü almalıydı onlardan.
Daha tesirli olsun diye,
Düşündü, öksürdü, içini çekti:
– Fil için teşekkürlerimizi arz ederim
Şehzadem! Akşehirimizi şereflendiren!
Yalnız, düşünüyoruz ki,
Tek başına sıkılıyor zavallı fil.
Neden dişisi yanında değil?
Ferman buyursanız da, bir eş gönderseler, derim.
Moğol, yine gürledi
Ve: – Olur! Düşünelim! dedi.
Kurumağa kalmadan Hoca’nın soğuk teri,
Yoluna çıktılar Kurul Üyeleri:
– Aman Hocam! N’eyledin, n ‘ ettin?
Moğol Şehzadesi ne diyor?
Güldü Nasreddin:
– Gözünüz aydın arkadaşlar! Filin dişisi de geliyor!