Ama, işin garip.. garip olduğu kadarda kötü yanı :
Söndürenler de Türk’tür hep,
Türk’ün, Demir Çağı’ndanberi
Yakageldiği özgürlük ve egemenlik ateşini!
Türk’tür hep devirenler, kadını, eri,
Türk’ün ııygarlık kotardığı kara kazanı!
Gerçi, tatlı sözüne kanıp
İpekli kumaşına aldanıp Tapkaç Budun’un..
Çin sarayındaki otağında, tutsak,
Acıklı şarkılar söyletip kahrından ağlıyarak
Ölmüş, Kieli Han, Doğu Göktürk Kaganı!
Ve yine, kesik başı, Çin
Sarayına yoııanmış, son Kagan Özmiş’in!
Ama, kimseler etmemiştir
Türk’ün Türk’e ettiğini!
Yine Türk’tür yani,
Amansız kurdu Türk’ün, can düşmanı!
Gerçekte, Çin Tuzağı, Bizans Oyunu..
O hiç eskimeyen : (Böl ve yönet),
Türk’ü Türk’e kırdırma yöntemidir bu!
Tut ki bir gel-git olayı!
Göktürk doğarken Hun.. Uygur büyürken
Göktürk yok olup gider!
Güneşin aydınlattığı her
Ülkeyi alabileceğini söyliyerek
Trakya’ya sarkan
Batı Hun Kaganı Uldız,
Ödün ve rüşvetle dağılınca buyruğundakiler,
Küskün, başını alıp gider!
Karluk, Peçenek, Kıpçak, Avar
Ve Başbuğları, ikiyüzbin çadırlı
Satık Buğra Han,
Gerçek anlamda ilk müslüman
Türk Devleti Karahanlılar..
Sonra da peşpeşe,
Gazne, Harzemşah, Selçuklu, Karaman,
Menteşe, Danişment, Germiyan, Kayı..
Bir yıldız parlarken bir yıldız sönüp gider.
Ve horoz döğüşü devam eder!.
Sart, yerleşik Türk, göçebeyi,
Türkmen, (sarı it) dediği
Yerleşiği hor görür.
Kafir sayar ve ezmekle övünür
Karahanlılar,
Kendisini devlet yapan Karluk- Türkmenleri!
Ve başparmaklarını budar
Gazneli Mahmut’un valileri
Ok atamasınlar diye Oğuzların!
Gözlerini hınç ve hırs bürür,
Yerini söyletmek için altın ve gümüşün,
Zenginlerin ağzına toprak doldurarak,
Yatak, yorgan, kap, kacak,
Kapı ve pencere çerçevesine kadar,
Ev ev, üç gün
Üstüste yağmalar
Göçer oğuz erleri,
Görkemli başşehrini
Sultan Sancar’ın!
“- Tutki binlerce, onbinlerce arı,
İlkbaharda kovanlardan boşanan!”
Diyen Bulgar yazarına göre :
“- Şimşek çakması gibidir Peçenekler’in akınları!
Aynı soy, aynı töre,
Kıpçaklar da Türrk!
Ama, ne soy dinlemişler, ne hatır!
Bir Bizans şarkısı,
1091 Nisan’ının son günü,
Meriç’in Umurbey mevkiindeki
Peçenek kırımını, Kıpçaklar’ın :
”- Peçenekler, bir gün yüzünden
Mayıs’ı göremediler!” diye,
Sevinerek anlatır!
İstanbul’a göz diken ilk Türk,
Çavuldur Boyu’ndan akıncı Çaka Bey’in
Bu yüce amacına,
(Destek olmak biryana),
Ziyafet sofrasında öldürterek O’nu,
Damadı Kılıç Aslan son verir!
Veled Çelebi bile, Iznik Sultanı Mesud’a
Türkmen kırımı önerir!
“- Göklere sığmaz olmuştur artık ünü
(Saray tarihçisine göre)
Adı güzel Sultan’ın!
Ama, daraltınca deryalar kadar geniş gönlünü
Taşradaki Türkmen belası..”
Sırmalı kaftan vadeder
Tellal çağırtarak Türkmen kellesi getireceklere,
Gayretli Vali Yörgüç Paşa,
Padişah II. Murat’ın lalası!
Ve çorumlu Ovası’na atlar bir sabah..
”Gümüş tüylü tavuskuşunun
Kol ve kanatlarını açtığı
Ve gece kuşlarının dörtbiryana kaçtığı
Demde yani),
Kırıp geçirmek için Akkoyunlu Türkmenlerini!”
Peşindir hükmü Hoca Sadettin Efendi’nin :
”Ne kan içici Kara Devletşah,
Ne İnaloğlu nam, Bozok’lu sırtlan,
Gözleroğlu adındaki aman bilmez eşkiya,
Köpekoğlu denilen aç gözlü it
Ve ne de, Yezit’i aratmayan Avşar Mezit..
Horasanlı şaman
Baba İlyas’ln halifesi,
Baba Resul İshak’tır
Bozguncu yüz karası hak dininin!”
Zaten, Anadolu’daki, güdümlü Oğuz
(Yörük ve Türkmen) kırımının
Başlangıç sebebi de bu olacaktır.
Sonra da, (asi, mülhid, müfsid, taife-i şer):
”Şeyh Bedrettin, Şah Kulu veya
Turhal’lı Celal, Baba Zünnun, Çelebi Kalender!”
”Ey Kadimi, Türke hiç olma yakın,
Başını kes, kanını dök, acıma sakın,
Öldür Türkü, baban olsa da!” diye,
Saldırır Türke, hakaret eder,
Divan-ı Hümayun Katiplerinden
Devşirme Hafız Hamdi Efendi,
Osmanlı Sultanı, ama, bir yerde
Türk Padişahı da olan Selim-i Saniye
Sunduğu korkunç kin
Ve nefret dolu şiirde!
Bu (adeta ısmarlama) katliamdan:
– Kimse elime su dökemez! dercesine,
Timarlı Sipahi, Sarıca, Sekban,
Köylü, aşiret, çoluk çocuk.. yüzbin
Kelleden fazla düşer,
Hırvat kökenli Sadrazam
Kuyucu Murat Paşa’nın hissesine!
Böylece :
”Türkmen kalkıp yaylasına yürümez
Yıkılmış aşiret il bozuk bozuk”
Dizeleriyle vurguladığı üzere
Pir Sultan Abtal’ın,
Kanlı kargaşa ve Türkmen avı sürer gider!
Türk’le, Türkmen’le beraber
Osmanlı’nın gaza ve fetih gücü de erimiştir. .
Mesela, İran’ı, Türkleşmekten,
Anadolu’dan kaçan kılınç artığı
Türkmenler korumuştur .