Kimi vakit – kimi adam öldürür
Adam var ikisini de beceremez
Yaşar da ot gibi bana mısın demez
İçin – için kinle – hasetle çürür
Sana bana benzer saksıda ıtır
Buruk arzularla kurumağa mahkum
Dağ başında rüzgar – denizlerde kum
Ot dediğin bozkırlara yaraşır
Kuzey sabahlarının donuk hüznü
Çökerken sırtına binlerce damın
Allahın kırında bir ot olmanın
Ölümsüz hiçliğini düşündünüz mü
Kimi başakta- kimi kavruk ve naçar
-Ot olacağına insan kılığında-
Ferman dinlemeyen dağ yalnızlığında
Bilgeliğin beyaz çiçeği açar
Zorunlu olur bakarsın ölüvermek
(Bizimle ölüm yok – ölümle biz yokuz)
Başımıza gelmeden korktuğumuz
Ot misali tohum – meyva – döl vermek
Belki de daha iyi – şehirden uzak
Yüzüstü bırakıp sevdiklerini
Ayrık otu – çayır – deve dikeni
Bozkırlarda bir başına ot olmak