Bir Farsça yazmadır, okumadır, gidiyor.
Bilen, bilmeyenle alay ediyor .
Ozan, Türkçe dururken, Farsça yazıyor şiirini.
Bir gün bir toplantıda, Hoca:
– İstediğin Farsça şiir değil mi?
Ölçüsü ve uyağı yerli yerinde
Bir şiir de ben yazdım, diyor .
Ve okuyor:
”Mor menekşe boynun eğmiş uyurest
Kafir soğan kat kat urba giyerest”
Hem şaşınyor , hem de bozuluyor millet .
Biri: – Hocam! Doğru dürüst oku şunu
Bal gibi Türkçe bu!
Ama, direniyor Hoca: – Kim demiş onu?
Farsça ve her şeyi de yerli yerinde!
– Hadi oradan be!
Değişiklik olsa olsa sesinde .
Bunun Farsça neresinde?
– Neresinde olacak aslanım? (Est)’lerinde!