Bir gün, erkenden oğlu ile pazara inmiş.
Oğlu önde, eşekte; Hoca, arkada yayan.
Yaklaşan biri:
– Hey gidi zamane gençleri!
Gel de bu saygısızlığa dayan!
Şuna bak! Kendisi eşeğe binmiş,
Babası taban tepiyor , der .
Bu söz oğlanın ağırına gider ,
İnerek babasını bindirir eşeğe .
Bu kez bir başkası: – İnsafsızm teki şu Nasreddin!
Kendisi eşeğe binmiş ya! Şuncağız yürüyormuş kime ne!
Hoca bozulur ve :
– Bin oğlum sen de bin,
Diyerek oğlunu da alır eşeğin terkisine .
Pınarı geçerken biri seslenir:
– İnsaf yahu! Buna resmen hainlik denir!
Nasıl taşır iki kişiyi bu sıska hayvan?
Hoca düşünür, başmı kaşır:
– Adam haklı, der .
Ve baba-oğul eşekten inerler .
Artık eşek önde bomboş ,
Onlar arkada yayan . . .
Derken bir kahkaha duyarlar: – İşte bu çok hoş!
Gören ağzını bırakır da şeyiyle güler!
Bozoğlan oynaya zıplaya giderken önde ,
Bunlar, iki garip kan ter içinde!
Şaşırmış, yorulmuş ve de bunalmış artık,
Ne yapsın Hoca, ne desin?
– Bak oğlum! Baba öğüdü sana!
Eşeğe bin! Eşekten in! Tekrar bin!
Gördün işte! Binemedik gitti Bozoğlan ‘ a!
Kimselere de yaranamadık!
Aşk olsun zaten halkın dilinden kurtulana!
Aldırmayacaksın, kim ne derse desin,
Elin ağzı torba değil ki büzesin!