KUŞBAKIŞI COĞRAFYA DERSİ

Esenboğ"a hava meydanı ovadır.

Ilgazlara İyi bak dağ görmedinse!

Yol boyunca orman seyri bedavadır!

Olmaz mı uçak Abant Gölüne İnse ?

O karlı yamaç haritada koyudur

Boyu kimbilir kaç minare boyudur!

Su, Bolu yolundaki kaynak suyudur,

Karpuzu çatlatacak, kadar serinse !

Dünyadaki bütün nehirlere misal

Boz bulanık akan Sakaryayı al,

İzmit Körfezi uzakta hayal -meyal,

Başlıyacak cümbüş Marmara görünse !

Derken bakarsın ki uçak dümen kırmış,

Yer gök yemyeşil, dağlar taşlar çıldırmış!

Düşünürsün, nasıl haritaya sığmış,

Deniz böyle dalgalı, böyle derinse!

Sağımız şehirdir ve Boğaz solumuz

Ne güzel olurdu son yolculuğumuz

Yanımızda bütün çoluk çocuğumuz –

Sonunda canım İstanbula gelinse !.

MERMER ÇEŞMEDEN GEÇEN İNSANLAR

İster sabah, ister akşam geç Mermerçeşmeden,

İnsanlar görürsün koşan, duran, düşünen.

Kalenin eteğinde, Çınçın Bağında,

Soğukta, yağmurda öğle sıcağında,

Yolda, inşaatta, taş ocağında

O gün için Allah ne verdiyse bölüşen

İnsanlar gelir geçer Mermerçeşmeden.

Bu insanlar memleketten gelirken

Yola çıkıp Tercan’dan bir sabah erken

Kapsız yorganiyle bir kendini getirmiş,

Küfrü, muhabbeti ve kini getirmiş,

Keremin aşkını, derdini getirmiş,

Elleriyle söven, gözleriyle gülen

Bu insanlar memleketten gelirken.

Şehrin dağdağasında eş-dost belirsiz.

– Asıl bizler garip, bizler biçareyiz -.

Şehirde camlar siyah, kapılar sağır;

Hemşerim! Kardeşim! Taş yerinde ağır!

Bir yüktür şehirde gün, bir çekilmez kahır ;

Şehre bir gün canü gönülden, teklifsiz,

Taşı toprağı altın diye gelirsiniz! .

BELKİ

Belki bir ışık, bir iz ,kalır diyorum.

Bu şiiri olmıyacağım yarına,

Gelecek günlerin karanlıklarına

Bir deniz feneri gibi yolluyorum.

Su içinde balık, buz üstünde kayak,

Yok kiınseye bu hengamede dur-dayak,

Ey, bin yıl sonraki! seni giderayak

Düşündükçe bir tuhaf oluyorum.

Bakıyorsun üçbin bilmem kaç yılında,

Zamane güneşinin aydınlığında,

– Seni elbetteki melek kılığında –
Kaybettiklerimi bir bir buluyorum!

Nuhun gemisinden inerek dünyaya,

Bugüne kadar geldik, yaşadık güya.

Belki top arabasında, belki de, yaya

Geçip gidilecek günü kolluyorum ! .